Bu yazıda silahlı ÖGG’lerde kişilik temelli risklerin neden kritik olduğunu ve mevcut tarama süreçlerinin bu riskleri ne ölçüde ortaya çıkarabildiğini ele alıyorum.
Emniyet Genel Müdürlüğü’nün internet sitesinde yayınlanan veriye göre (1), 01.12.2025 itibariyle, ülkemizde, geçerli özel güvenlik görevlisi (ÖGG) kimliği olan kişi sayısı, 562.022’si silahlı ve 276.114’ü silahsız olmak üzere toplam 838.136’dır. Aktif çalışan ÖGG sayısı ise 170.517’si kamuda ve 156.547’si özelde olmak üzere toplam 327.064’dür. Aktif çalışanlar üzerinden bakılırsa, aileleri ile birlikte en az 1 milyon kişiyi doğrudan ilgilendiren bir sektörden söz ediyoruz demektir.
İlgili kanunla (2) özel güvenlik görevlilerine tanınan yetkiler genel olarak 4 başlık altında toplanabilir: mekansal güvenlik kontrolü, yakalama, emanete alma ve zor kullanma. Ancak mekansal güvenlik kontrolü dışındaki yetkiler esas olarak mekansal yetkilerin bir sonucudur, yani ikincildir ve pratikte nadiren kullanılır. Valilik düzeyinde oluşturulan komisyon uygun görürse, ÖGG bu yetkilerini kullanırken canlılar üzerinde kalıcı etkisi olmayan kimyasallar, yarı otomatik tabancalar ya da uzun namlulu silahlar kullanabilir.
Anlaşılacağı üzere, özel güvenlik işi esasında mekansal risk yönetimi işidir. Bir polis memuru her yerde müdahale edebilir, ancak ÖGG yetkisi mekanla (coğrafi alanla) sınırlıdır. Polis suç işlendikten sonra faili yakalamakla yükümlüyken, özel güvenlik suçun hiç işlenmemesini sağlamakla (önleme) yükümlüdür. Örneğin AVM’nin, fabrikanın veya sitenin güvenliği hırsızlık, yangın veya sabotaj risklerini önceden analiz eder. Kameralar, X-ray cihazları, bariyerler, devriyeler ve giriş kartları ise bu riskleri minimize etmek için kurulan bir yönetim sistemidir. ÖGG, suçlu kovalamaz; riskli unsurların (silahlı kişi, yetkisiz araç vb.) o mekana girmesini engeller (yönetir). İlk bakışta kişisel yakın koruma (bodyguard) bu tanıma pek uygun görünmese bile, dikkatli bakınca bunun da merkezinde korunan kişinin bulunduğu seyyar ve görünmez bir mekansal güvenlik işi olduğu görülür.
Peki, ÖGG pratikte risk yönetimi yapıyorsa, T.C. vatandaşı olmak ve 18 yaşını doldurmuş olmak dışında, kendisinde hangi özellikler aranmalı ya da aranmamalıdır?
Elbette bunların başında, yaptığı işi kötüye kullanma ihtimalinin geçmişteki işareti olarak sabıka kaydının ya da güncel ihtimali olarak bir kovuşturmasının olmaması gelir. Buna Anayasa Mahkemesi tarafından bazı yönleri iptal edilen güvenlik soruşturması da dahildir.
ÖGG’nin işini yapmasını sağlayacak düzeyde sosyal, kültürel ve teknik gelişime sahip olması gereklidir ki bunu sağlamanın en önemli yolu eğitimdir. Nitekim, silahsız olarak görev yapacakların en az sekiz yıllık ilköğretim veya ortaokul; silahlı olarak görev yapacakların ise en az lise veya dengi okul mezunu olması zorunludur. Bu kişiler özel güvenlik temel eğitimini de başarıyla tamamlamış olmalıdır. Ayrıca, ÖGG’lere çalışacakları yerin ve yapacakları görevin özelliğine göre hizmet içi ve alan eğitimleri verilir. (3)
Özel güvenlik temel eğitimi 100 saattir; silahlı ÖGG olacaklar için ayrıca 20 saat silah eğitimi verilir. Bu temel eğitimin konu başlıkları şöyledir: Özel güvenlik meslek kültürü, genel kolluk özel güvenlik ilişkileri, özel güvenlik hukuku, güvenlik tedbirleri, güvenlik sistem araç ve gereçleri, olağandışı durumlarda görev ve sorumluluklar, şüpheli profilleme, yazışma teknikleri, grup dinamiği ve kitle psikolojisi, temel ilkyardım, etkili iletişim teknikleri. Havalimanı ve havaalanlarında istihdam edilecek özel güvenlik görevlileri Sivil Havacılık Güvenliği ile Uyuşturucu Madde Bilgileri derslerini, deniz limanlarında istihdam edilecek özel güvenlik görevlileri, ISPS Kod. çerçevesinde Deniz Limanı Güvenliği ve Uyuşturucu Madde Bilgileri derslerini de almak zorundadır. Silah eğitimi ise en az 15 atışın hedefe isabet ettirilmesi esasına dayanır. Eğitimler 5 yılda bir tekrarlanır. Temel ve tekrar eğitiminden sonra teorik ve pratik sınav yapılır; 100 üzerinden en az 60 alamayan sınavı geçemez. (3)
Görüldüğü üzere, ÖGG olma şartları ve aldıkları eğitimler de özel güvenlik işinin bir risk yönetimi işi olduğunu doğruluyor. Öyleyse şimdi benim mesleki alanımla ilgili soruyu sorabilirim: “ÖGG’lerin bu risk yönetimi işini başarıyla hayata geçirecek bedensel ve ruhsal yeterliliklerinin olup olmadığı göz önünde bulunduruluyor mu?” Nitekim, konuyla ilgili Kanunda özel güvenlik görevlilerinde aranacak şartlar arasında “görevin yapılmasına engel olabilecek vücut ve akıl hastalığı ile engelli bulunmamak” da vardır.
ÖGG olabilmek ve sürdürebilmek için tam teşekküllü bir kamu (özel değil) hastanesinden sağlık kurulu raporu alınmalıdır. Kurul raporu “Silahlı Özel Güvenlik Görevlisi Olur / Olarak Çalışır”, “Silahsız Özel Güvenlik Görevlisi Olur / Olarak Çalışır” veya “Özel Güvenlik Görevlisi Olamaz / Olarak Çalışamaz” şeklinde durum belirtir.
ÖGG’lerin sağlık şartlarını düzenleyen yönetmelik (4) herhangi bir boy ya da kilo üst sınırı koymaz. Kiloyla ilgili olarak yalnızca morbid obez olanlar uygun sayılmazlar ki, yönetmeliğe göre bir örnek verirsem, boyu 175 cm olan bir erkeğin kilosu 153 kg ve üstüyse morbid obez kabul edilir ve ÖGG olamaz. Yaşla ilgili bir üst sınır olmadığını da hatırlarsanız, fiziksel açıdan konuya şekilsel değil fonksiyonel bakıldığı ortaya çıkar. Bu şu demektir, müşteri taraflı özellikle bir talep ya da engel yoksa, herhangi bir boy, kilo ve yaşa sahip kişi ÖGG olabilir; ancak çalışabileceği yerler, fonksiyonel olarak, havalimanı gibi mekanlar değil de büyük ihtimalle site ya da şantiye güvenlikleri olacaktır.
Yönetmeliğin sağlık şartları da aynı fonksiyonel bakış açısını yansıtır. ÖGG olmaya engel sağlık durumları basit bir hastalık listesi olarak değil, tedaviye yanıt vermeyen, tedavisi devam etmesine rağmen şikayetleri süren, hayatı tehdit eden, beden hareket ve fonksiyonlarını ileri derecede bozan, şikayetlerinin seviyesi günlük aktiviteleri engelleyecek düzeyde olan, tedaviye rağmen üst ekstremite için kavrama yapabilme ve güç kullanabilme fonksiyonlarını ve alt ekstremite için merdiven-yokuş inip çıkabilme, koşabilme, güç kullanabilme fonksiyonlarını bozan hastalık seviyeleri ve durumları olarak sıralanmıştır.
Gelelim sağlık şartlarının ruhsal yönüne. Eğer ÖGG işi bir risk yönetimi işiyse en çok ruh sağlığı durumu yeterlilik konusuyla ilgilidir. Nitekim ilgili yönetmeliğe göre, sağlık raporunun olumsuz olmasının nedeni ruh sağlığı ve hastalıkları ise, bu kişilerin adaylığı ve çalışma izni iptal edilmekte, tekrar aday olmaları ve çalışmaları engellenmektedir. Bu da ruhsal boyutun ne kadar kritik olduğunun dolaylı bir göstergesidir. Bu yüzden yönetmeliğin ruh sağlığı ile ilgili maddesine biraz daha ayrıntılı bakalım.
Yönetmelik “psikiyatrik yönden iyilik halinde olmadığı değerlendirilenler ve aşağıda belirtilen psikiyatrik rahatsızlığı bulunanlar.. özel güvenlik görevlisi olamaz” demekte ve ilgili rahatsızlıkları saymaktadır. Konumuz bu rahatsızlık listesini tartışmak olmadığından, geçiyorum. Ama “psikiyatrik yönden iyilik halinde olmadığı değerlendirilenler” ifadesi önemli.
“Psikiyatrik yönden iyilik halinde olmadığı değerlendirilenler” diyerek yönetmelik hekime aslında şunu demektedir: “Kişinin işini yapmasına engel bir ruh hastalığı olmayabilir. Ancak senin klinik gözlemin, kişinin bu iş için gerekli zihinsel ve duygusal yükü (Risk Yönetimi) kaldıramayacağını söylüyorsa, ona ‘sağlam’ deme!” Yani yönetmelik hekimden yalnızca hastalık taraması değil, ruhsal işlevselliğin bu mesleğin gerektirdiği özgül yetkinliklere (dürtü kontrolü, stres toleransı, tehdit değerlendirme, duygusal regülasyon vb.) uygun olup olmadığını da değerlendirmesini istemektedir. Bunların tümü kişilik özelliklerinin davranış düzeyindeki yansımalarıdır.
İşte bu yazının temel sorusu tam da bu noktada devreye girmektedir: “Yoğun hasta trafiği altında görev yapan bir psikiyatri uzmanının karşısına, geçmişinde ya da halen bir psikiyatrik hastalığı ve tedavisi olmayan biri; özbakımı yerinde, sakin, ölçülü ve kontrollü bir iletişimle gelirse, yani kendine birkaç dakika hâkim olursa (izlenim yönetimi), hekim, bu kişinin kişilik özelliklerinin, mesleğini yapabilmesinin önünde engel olup olmadığını ne ölçüde anlayabilir?”
Amacım hekimin bilgisini ve deneyimini küçümsemek değil, fiili muayene koşullarının psikiyatrik yönden iyilik halinde olup olmadığı tanısını koymayı zorlaştırdığının altını çizmektir.
Kişilik özelliklerinin neden önemli olduğunu anlamak için belinde silahla ÖGG olarak çalışan birinin çabuk öfkelenen ve anlık parlamaları olan, tahrike aşırı duyarlı ve toleransı düşük, sonucu düşünmeden hareket eden, güç kullanımından hoşlanan, düşük empatiye sahip, panik eğilimli, insanların kötü niyetli olduğuna inanan veya tehditleri abartan kişilik özelliklerinden en az birine sahip olduğunu varsayın.
Ruhsal hastalıklar kadar kişilik bozuklukları ve riskli kişilik eğilimleri de psikiyatri uzmanının bilgi alanının kapsamındadır; ancak ne yönetmelik bu konuya açık bir vurgu yapiyor ne de mevcut muayene pratiği buna yönelmeye fırsat veriyor. Ama eğer bunun bir sorun olduğu kabul ediliyorsa bu sorun bir kaç farklı şekilde aşılabilir.
Bence en uygun yöntem, kişilikle ilgili riskli eğilimleri tarayan bir testin sertifikalı bir psikolog ya da psikiyatrist tarafından uygulanması; raporunun kuruldaki psikiyatri uzmanına sunulması; onun da bu rapor, hastanın tedavi geçmişi, güncel durumu ve yüzyüze değerlendirilmesi üzerinden silahlı ÖGG için uygun olup olmadığına karar vermesidir. Silahsız ÖGG için ise yalnızca psikiyatri muayenesi (şu an olduğu gibi) yeterlidir. Konunun daha iyi anlaşılması için bu amaçla kullanılan testlerden biri olan MMPI üzerinden ilerlemek istiyorum.
Kısaca MMPI denen Minnesota Multiphasic Personality Inventory (Minnesota Çok Yönlü Kişilik Envanteri) 1937 yılında klinik psikolog Starke R. Hathaway ve nöropsikiyatrist J. Charnley McKinley tarafından Minnesota Üniversitesi’nde geliştirildi (5). O zamandan bugüne uygulanmaya ve geliştirilmeye devam edilmektedir. Son sürümü olan MMPI-3 2020 yılında yayınlandı (6). 335 sorudan oluşur ve kişi bu sorulara doğru ya da yanlış diyerek yanıt verir. Yaklaşık tamamlama süresi 35-50 dakikadır. Bu yanıtlar MMPI değerlendirmesine hakim ve yetkili bir psikolog tarafından ölçeklendirilir. Ancak bu çerçevede MMPI gibi testlerin neyi ölçtüğünü doğru anlamak gerekir.
MMPI, günlük hayatta herkeste bulunan kişilik özelliklerini sınıflayan “normatif” bir kişilik testi değildir; daha çok klinik açıdan belirgin sapmaları, yani ortalama işleyişten anlamlı biçimde uzaklaşan riskli eğilimleri tarar. Yani bir kişi psikiyatrik açıdan ‘sağlam’ olsa bile, silahlı görev açısından riskli olabilecek bazı eğilimlere sahip olabilir. Bu durum bir hastalık değil, mesleki uyumsuzluk riskidir. Bu testler hekim adına otomatik bir karar vermez; fakat özellikle kısa süreli görüşmelerde gözden kaçabilecek bazı davranış özelliklerine dair bir uyarı işlevi görür; yani klinik görüşmeyi ikame etmek için değil, görüşmeyi tamamlayarak sistemin duyarlılığını artırmak için kullanılır. Böylece görünürde tamamen sakin, düzenli ve “iyilik halinde” izlenimi veren bir bireyde bile, görev açısından kritik olabilecek eğilimler -örneğin dürtü denetimindeki zayıflık, öfke yönetiminde dalgalanma, tehdit değerlendirmesinde aşırılık- daha erken fark edilebilir hale gelir.
Kafada canlandırılabilsin diye MMPI testinden bazı soruları vereyim (7): Kolay kolay kızmam. Eğer bana fırsat verilse dünya için çok yararlı işler yapabilirim. Sudan hiç korkmam. Ne yapacağıma karar vermeden önce uzun uzun düşünürüm. Birçok şeyin olup bittiği böyle bir devirde yaşamak hoş bir şey. Hatalarını düzelterek kendilerine yardım etmeye çalıştığım insanlar amacımı çoğu kez yanlış anlarlar. Yutkunmakta güçlük çekmem. Uzman dendiği halde benden pek fazla bilgili olmayan insanlarla sık sık karşılaşırım. Genel olarak sakinim ve kolay sinirlenmem. Bazı konular hakkında hislerimi o kadar gizleyebilirim ki insanlar bilmeden beni incitebilirler. Elimde olmadan çok ufak bir şeyden münakaşa çıkarıp karşımdakini kırıyorum.
Akla doğal olarak hemen şu soru gelecektir: “Psikiyatrist karşısında izlenim yönetimi yapan kişi bu testte de aynısını yapamaz mı?” Yapabilir ama MMPI-3’teki 52 ölçekten 10 tanesi testin uygun bir biçimde cevaplanıp cevaplanmadığını değerlendirir. Örneğin, L Ölçeği “Yalan Ölçeği” olarak da adlandırılır ve kişinin kendisini gerçekçi olmayan bir şekilde olumlu bir şekilde sunmaya çalıştığını tespit eder. K Ölçeği “Savunmacılık Ölçeği” olarak da bilinir ve kişinin sorunları olduğundan az gösterme yönündeki ince girişimlerini tespit eder. Ya da diyelim ki kişi “yakalanmamak” için soruları okumadan, çoğunlukla doğru ya da yanlış olarak işaretledi ya da tamamen rastgele doğru ya da yanlış olarak işaretledi, o zaman da kişi TRIN ya da VRIN ölçekleri tarafından tespit edilir. (8)
Ancak, şunun altını çizeyim, asıl soru “MMPI mı başka test mi?” ya da “bu testi psikolog mu uygulasın psikiyatrist mi” değil, “silahlı görev için kişilik temelli risk değerlendirmesi zorunlu bir aşama olmalı mı”dır. MMPI örneğini vermemin nedeni, konuyu araştırırken, Teksas’ın 2024 yılından beri silahlı ÖGG’ler için bu testin zorunlu tutulmuş olduğunu farketmem nedeniyledir (9). Keza 2018 yılında yürürlüğe giren bir mevzuatla Kaliforniya’daki silahlı ÖGG’ler için 16pf testi zorunlu tutulmuştur (10).
Beni bu konuyu araştırmaya iten ise, Meslek Hastalığı sitesi projesinde birlikte çalıştığımız Doç. Dr. Ayşe Coşkun Beyan’ın babası, 68 yaşındaki emekli öğretmen Abdullah Coşkun’un trafikte tartıştığı bir özel güvenlik görevlisi tarafından dövülerek öldürülmesi oldu (11). Araştırmama rağmen bulamadım ama saldıran kişi büyük ihtimalle silahlı ÖGG kimliği sahibiydi. Çünkü ülkemizde, güvenlik şirketleri, lazım olduğunda hızla görevlendirebilmek için, mümkün olan her ÖGG’ye silahlı kimlik kartı çıkartmak istiyorlar.
Ne dersiniz, bu özel güvenlik görevlisinin seçiminde MMPI gibi bir test de uygulansaydı Abdullah Coşkun şu an yaşıyor olur muydu?
- Emniyet Genel Müdürlüğü, Özel Güvenlik İstatistikleri (erişim tarihi: 06.12.2025)
- Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun
- Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanunun Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik
- Özel Güvenlik Görevlileri Sağlık Şartları Yönetmeliği
- Minnesota Multiphasic Personality Inventory – Wikipedia (erişim tarihi: 06.12.2025)
- MMPI-3 – University of Minnesota Press (erişim tarihi: 06.12.2025)
- Minnesota Çok Yönlü Kişilik Envanteri; Ali Savaş Çilli
- The Minnesota Multiphasic Personality Inventory (MMPI) Test; Kendra Cherry (erişim tarihi: 06.12.2025)
- Commission Guards/MMPI | Department of Public Safety (erişim tarihi: 06.12.2025)
- BSIS Firearms Permit – Assesment Requirement for Security Guards (erişim tarihi: 06.12.2025)
- Emekli öğretmenin hazin sonu! Kanseri bir hafta önce yenmişti, trafik kavgasında öldürüldü | NTV Haber (erişim tarihi: 06.12.2025)
