Prof. Dr. Alp Ergör önemli bir görevi sırtlanıyor ve İSG tarihinin kayıp mezarlarının başına Türkçe birer taş dikmeye girişiyor.

Muzaffer Aksoy

Uyarı: Site içeriklerimiz sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz!

2019 yılından bu yana, İSG tarihi ile ilgili aşağıdaki yazıları yazmışım:

Bu yazılarda kendi özgün görüşlerim de vardı ama esasında bu yazılar başkalarının özgün entelektüel emeğini içeren, bir tür “tanıtım” amaçlı “derleme” yazılardı. 

Ancak, yazılarımın bilimsel seviyesi ne olursa olsun, hemen hepsinde şu vurguyu yaptım: İSG tarihimizi yazma görevi sahiplenilmeyi bekliyor.

Hatta, bir yazımı “ulusal tıp tarihimizi iş sağlığı ve güvenliği gözüyle yazma görevinin gerçek sahipleri kimler” diye sorarak bitirmiştim ve Prof. Dr. Alp Ergör de bu yazıya yaptığı yorumda bunun “çok disiplinli bir görev” olduğunu vurgulamıştı.

Ama bu yazımda amacım bu metodolojiyi tartışmak değil, Alp Ergör hocamın İSG tarihiyle ilgili yazıları hakkında okuyucuyu bilgilendirmek. Ama bunun için de öncelikle Risk Yönetimi Derneği bültenini tanıtmalıyım, çünkü Alp Ergör söz konusu yazıları bu bültende yayınlıyor.

Risk Yönetimi Derneği iş sağlığı ve güvenliği alanında faaliyet yürütmek amacıyla 7 Ocak 2020 tarihinde kuruldu. Derneğin şu anki başkanı Prof. Dr. Alp Ergör’dür. Dernek bülteni ise ilk olarak Şubat 2024’te çıkmış ve aksatmadan her ay yayınlanarak bugüne toplam 16 sayı ile gelmiştir. Bu özellikle önemli ve değerlidir, çünkü şurada ayrıntılı olarak yazdığım üzere, ülkemiz genel olarak olduğu gibi İSG alanında da bir dergi mezarlığıdır.

Alp Ergör bültendeki İSG tarihi yazılarını, baştan itibaren, “çalışma yaşamında sağlık ve güvenlik tarihinden önemli isimler” teması üzerine kurdu. Haziran 2024 sayısında Ramazzini ile başlattığı yazı dizisini Agricola, Paracelsus, Engels, Legge, Hamilton, Razi, Owen, Jastrzebowski ve Thackrah ile sürdüren Ergör, Mayıs ayındaki son sayısında da Muzaffer Aksoy ile devam etti. 

İnsan, konusunda bir parça derinleşmek istediğinde, gerçekle yüzleşmeye başlıyor. Benim de yukarıdaki önemli isimlerden ikisi hakkında buna benzer bir deneyimim oldu. 

Ramazzini mesleki sağlık disiplininin kurucusudur ama onun temel eseri Diatriba Türkçeye hâlâ çevrilmedi. Hatta Türkçede, Ramazzini ve eseri hakkında, toplam bir iki tane ciddiye alınacak yazı bulabilirsiniz. Bunun şaşkınlığını onun hakkında yazmaya kalktığımda yaşamıştım.

Bir diğer büyük şaşkınlığım da Muzaffer Aksoy ile ilgili kitapları ve yazıları okuduğumda yaşamıştım. Ülkemizde mesleki sağlık lafının geçtiği her yerde adının saygıyla anılması, hayatının film yapılması ve adına ödüller verilmesi gereken bu büyük şahsiyet, bu alanın yazarları ve uygulamacıları için sanki hiç yaşamamış gibiydi. 

Lafı uzatmayacağım. Alp Ergör -çalışmasının derinliğini yeterli bulmasanız ya da değer sistematiğine katılmasanız da- önemli bir görevi sırtlanıyor: İSG tarihinin kayıp mezarlarının başına Türkçe birer taş dikmeye girişiyor.

Dilerim yazılarının devamı gelir ve bir kitap ile taçlanır.

Bir Cevap Yazın