Ülkemiz bir tür “iş sağlığı ve güvenliği dergileri ve siteleri mezarlığı”dır. Bu alanda o kadar çok değerli girişim başarısızlığa uğradı ki bunun nedenleri hakkında bir yazı oldukça ilgi çekici olurdu. Belki de böyle bir yazının sorumluluğunu omuzunda taşıması gerekenlerden biri de bu “başarısız” girişimlerden birinin, mesleki sağlık konusunda popüler bilim yayını olarak yaklaşık 9 yıl faaliyet yürüten Meslek Hastalığı sitesinin kurucusu olarak benimdir. Söyleyecek sözlerim olduğu doğrudur, ama bugün değil.
Bugün iş sağlığı ve güvenliği alanındaki yeni bir dergi girişimi hakkında yazacağım. Ama buna geçmeden önce, bu alanda anlamlı bir süredir saygın bir içerikle yayınını sürdüren 4 dergiyi okuyucuya hatırlatmak istiyorum. İsimlerini yayında oldukları sürelerin uzunluğu sırasına göre anacağım.
Şüphesiz, listenin başında, 1992 yılından beri yayın hayatında olan Çalışma Ortamı dergisi var. Dergi, Fişek Enstitüsü’nün yayını. Bilmeyenler için geçerken hatırlatayım, Prof. Dr. Nusret Fişek 1961 yılında çıkarılan 224 sayılı Sağlık Hizmetlerinin Sosyalleştirilmesine Dair Kanun’un mimarı, oğlu Prof. Dr. Gürhan Fişek ise TTB İşçi Sağlığı Kolu kurucu başkanıydı. Dergi özellikle çocuk işçiliği başta olmak üzere iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili pek çok konuda, sağlık politikası eksenli, popüler bilim yazılarının olduğu bir yayın. İş sağlığı ve güvenliği ile ilgili tüm taraflar yararlanabilir.
İkinci sırada TTB’nin (Türk Tabipleri Birliği) 2011 yılından beri yayında olan Mesleki Sağlık ve Güvenlik Dergisi (MSG) var. Dergide ağırlıklı olarak iş sağlığı ve güvenliği politikası eksenli, akademik yazılar var. Bunun dışında kalan yazılar ise çoğunlukla işyeri hekiminin mesleki-teknik konularıyla ilgili. Bu yönüyle, başta işyeri hekimleri olmak üzere, İSG politikası ile ilgilenen herkes dergiden yararlanabilir.
Üçüncü sırada Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi’nin çıkardığı Karaelmas İş Sağlığı ve Güvenliği Dergisi var. Dergi 2017 yılından beri yayınını sürdürüyor. Fen bilimleri, sağlık bilimleri ve sosyal bilimler ekseninde akademik yazılar bulunan dergi İSG alanındaki herkese seslenecek bir yazı çeşitliliğine sahipse de ağırlıklı olarak iş güvenliği uzmanlarının yararlanabileceği bir yayın.
Dördüncü sırada yerli ve yabancı hocaların girişimiyle 2018 yılından beri çıkarılan OHS Academy dergisi var. Dergi genel olarak iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili akademik yazıları yayınlıyor olsa da asıl olarak iş güvenliği uzmanlarının yararlanabileceği bir yayın.
Ve beşinci sırada da İSGGM’nin (İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğü) 2020’den beri çıkardığı Uluslararası İşbirlikleri Bülteni var. Bülten iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili uluslararası saygın kuruluşlar tarafından yayınlanan haberler, yayınlar, dijital araçlar, kampanyalar, etkinlikler, eğitimler ve anketler hakkında okuyucularını bilgilendiriyor. İş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili tüm profesyoneller yararlanabilir.
Bu yazıda sizlere tanıtmak ve değerlendirmek istediğim yeni girişim ise Şubat 2023’ten beri, yani 1 yıldan fazla bir zamandır yayınını sürdüren ve bu sürede toplam 5 sayı çıkaran Safe Zone Journal isimli dergidir.
Dergi Tez Medikal (TM) tarafından çıkarılmaktadır (Yıllar önce Tez Medikal’ın Ekol Drama ile yürüttüğü tiyatro ile iş sağlığı ve güvenliği eğitimi projesi hakkında yazmıştım). Derginin genel yayın yönetmenliğini aynı zamanda TM’in kurucusu olan Uzm. Dr. İbrahim Kurt yapmaktadır (Birkaç yıl önce OSGB sisteminin güncel eleştirel durumu hakkında yaptığım bir söyleşi dizisi vesilesiyle kendisiyle de konuşmuş ve çarpıcı yanıtlar almıştım). Yayın kurulunda bulunan Dr. Bülent Dik ile ise Meslek Hastalığı sitesi vesilesiyle oldukça yakından ve keyifle çalışmıştık.
Gelelim Safe Zone Journal (SZJ) hakkındaki düşüncelerime.
Yazıya girişte de söylediğim gibi, mevcut dergilerin ya da sitelerin bir bir kapandığı, yayınını sürdürenlerin ise belli bir tempo ve içerik tutturmakta çok zorlandığı bu günlerde, SZJ yaklaşık 1,5 yıllık yayın hayatında 3 ayda 1 sayı çıkararak, iş sağlığı ve güvenliği yazını alanına oldukça başarılı bir giriş yapmış sayılmalıdır.
Yine, genel olarak bu alandaki yayınlarda ya iş sağlığı ya da iş güvenliği içerikleri baskınken, SZJ her ikisinden de eşit düzeyde içeriklere yer verebilmeyi başarmış görünüyor.
Sayılarını dosya konuları üzerinden çıkarıyor, bu da okuyucuya belli bir konu hakkında daha geniş bir perspektif sunması açısından yararlı oluyordur.
Şirketlerin çıkardığı dergilerde en büyük sorun şudur: Hareket geçirici amaç daha nitelikli ve yararlı bir dergi çıkarmak olsa da hızla o ilk amaçtan uzaklaşılır ve çok da uzun olmayan bir sürede dergi şirketin kaba bir halkla ilişkiler aracı haline gelir. Henüz konuşmak için erken olsa da geride kalan 5 sayıda böyle bir sapmanın olmaması çok yerinde. Derginin sonundaki “TM’den haberler” bölümü makul ve sırıtmıyor. Yazı “gibi” araya sıkıştırılmış tanıtım ruhlu birkaç içerik ise toplam içinde pek az bir yer tutsa da yadırgatıcı ve itici görünüyor.
Bununla birlikte, derginin en ciddi sorunu, kendisini akademik mi yoksa popüler bilim temelinde bir yere mi koyduğu noktasındaki belirsizlik. SZJ hakemli bir dergi değil, bu yüzden yazıların akademik içeriği oldukça yaratıcı ve derin bir uçtan, neredeyse zoraki yazılmış izlenimi uyandıran diğer bir uca kadar geniş bir yelpazede seyrediyor. İçeriklerdeki bu durum yazıların üsluplarına da yansımış durumda. En ciddi akademik yazılar popüler bir dil ile yazılmış olabilirken, pek de derinliği olmayan bir yazı ağdalı bilimsel terimlerle dolu olabiliyor.
Amacım dergiyi ya da yazarların içeriksel ve üslupsal tercihlerini küçümsemek değil, bilakis yıllardır bu alanda kalem oynatmaya çalışan bir hekim olarak ciddi bir bilimsel düzey ve özgün bir üslup tutturmanın ne derece zor ve hatta ömür boyu süren kasvetli bir iş olduğunu bizzat kendimden biliyorum. Ama yazarlar da okuyanlar da neyle karşı karşıya olduklarını “önceden ve tam olarak” bilirlerse buna eğilim gösterirler. Zaman içinde bu ilişki kurumsallaşıp olgunlaşır ve hem yazarlar hem de okurlar tarafından tam da ulaştığı o kurumsal haliyle sürekli arzulanır hale gelir.
Daha somut konuşursam. Dergideki iş sağlığıyla ilgili yazıların çoğu iş sağlığı konularıyla ilgili hekimlere yönelik “genel bir bilgilendirme” düzeyinde. Oysa meslekten kişilerin bir yazıyı değerli bulması için kendisinin mesleki pratiğine yol göstermesi gerekir. Bu seviyede yazılar da var ve gerçekten yararlandım, ama sayıca pek az. İşin paradoksal yanı, genel bilgilendirme dediğim yazılar işyeri hekimlerinin işine yaramadığı gibi, meslek dışı kişilerce de anlaşılamayacak kadar ağır bulunacaktır.
SZJ eğer bir popüler bilim dergisi yolu izleyecekse (Dr. Bülent Dik Meslek Hastalığı sitesindeki deneyimimizden kaynaklı olarak gayet iyi biliyor ki, popüler bilim yazarlığı kendine özgü ciddi sorunları olan ama oldukça keyifli ve yararlı bir süreçtir) başta dergide yer alacak yazıların konuları olmak üzere, ama en çok da yazıların üslubu hakkında dergi bugünkünden oldukça farklı bir yola girmeli. Öte yandan, SZJ eğer bir akademik dergi yolunu izleyecekse (ki derginin mevcut hali buna daha meyilli) bunun için hakemli bir sistem kurması şart; bu da özel bir insan gücü, organizasyon ve para demektir.
Şüphesiz, bu işler bugünden yarına olmaz, ama bir yola girmek ve bunda küçük küçük ısrar etmek, yıllar içinde inanılmaz mesafeler katedilmesini sağlayabilir. Ya da yazının başına dönersem, sağlamayabilir ve bir mezar yeri de Safe Zone Journal için kazılır. Ama Ziya Paşa’nın dediği gibi: “galiptir bu yolda mağlup.”
Son olarak da bu güzel dergi girişiminin bir OSGB (Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimi) tarafından hayata geçirilmesi hakkında birkaç söz söylemek istiyorum.
Ülkemizde İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun çıktığı 2012 yılından bu yana biriken teorik ve pratik veriler OSGB “sistem”inin iş sağlığı ve güvenliği alanının dertlerine “yapısal” olarak çare olamadığına işaret ediyor. Ancak elimizde şu an bu sistem var ve birileri daha iyisini tasarlayıp hayata geçirinceye kadar bu sistemdeki her değerli yönelim (hele ki başka herhangi bir OSGB “böyle işlere” emek, zaman ya da para harcamazken) özellikle takdir ve teşvik edilmelidir. Çünkü değerli olan, sistem değişse bile değerli kalmayı sürdürecektir.
Safe Zone Journal’ın ve bu vesileyle yukarıda andığım tüm dergilerin başarılı ve uzun ömürlü olması dileğiyle..
