Gün geçmiyor ki bir sağlık sorununun pestisit yani tarım ilaçları nedeniyle de ortaya çıktığının farkına varılmasın. Bu sağlık sorunları kendisini tarım ilacını uygulayan çiftçilerde, uygulama yerine yakın yaşayan insanlarda, tarım ilaçlarının kalıntıları nedeniyle bunların uygulandığı gıdaları tüketenlerde ve genetik etkiler nedeniyle bu kişilerin çocuklarında gösterebilir. Üstelik, ticari olarak sınırların kalktığı ve ulaşımın kolaylaştığı bu çağda, dünyanın bir ucunda üretilen bir gıda maddesi, diğer ucundaki bir ülkede kolayca tüketilebilmektedir. Bu yüzden tarım ilaçlarının denetimi tüm dünya için çok kritik bir sağlık sorunudur.
Kanada’daki Simon Fraser Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi’nde çalışan Prof. Dr. Bruce P. Lanphear, 27 Temmuz 2023’te, geride, içinde ciddi ve ürkütücü bilimsel iddialar ve sorular barındıran bir istifa mektubu bırakarak, Pestisit Yönetimi Düzenleme Kurumu’nun Bilimsel Danışma Komitesi eş başkanlığından ve üyeliğinden istifa etti.
Konuyla ilgili kendi yorumlarımı iletmeden önce, Prof. Lanphear’ın istifa mektubunu daha iyi anlamaya yardımcı olacak bir kaç açıklamada bulunacağım.
Pestisit Yönetimi Düzenleme Kurumu (Pesticid Management Regulatory Agency) Kanada’daki Sağlık Bakanlığına bağlı olarak çalışır. En önemli görevi pestisitleri en son bilimsel gelişmeler ışığında, yol açabileceği olumsuz sağlık etkileri açısından değerlendirerek tescil etmek ve bu değerlendirmeyi 15 yılda bir tekrarlamaktır. Prof. Lanphear işte bu kuruma bilimsel danışmanlık yapan komitenin eş başkanıdır.
Zararlılarla Mücadele Danışma Konseyi (Pest Management Advisory Council) ise konuyla ilgili olarak doğrudan Sağlık Bakanına tavsiyelerde bulunur ve içinde sektör temsilcilerini de barındırır.
Maksimum kalıntı limiti bir tarım ilacı etiket talimatlarına göre kullanıldığında gıdanın üzerinde veya içinde kalmasına izin verilen en yüksek tarım ilacı kalıntısı miktarıdır.
Benim görüşlerime gelecek olursak..
Dikkatlice okunursa, Prof. Dr. Bruce P. Lanphear’ın istifa mektubu aslında bir tiyatroyu Kanada halkının gözlerinin önüne seriyor: “Bilimsel Danışma Komitesi’nin görev tanımının kapsamı, sektör temsilcilerini de içeren Zararlılarla Mücadele Danışma Konseyi’nin görev tanımının kapsamından daha kısıtlıysa, Bilimsel Danışma Komitesi’nin PYDK’nın daha şeffaf olmasına yardımcı olabileceğine ya da Kanadalıların zehirli tarım ilaçlarından korunmasını güvenceye alacağına inancım çok az ya da hiç yok.” Yani, sistemi bir kez böyle kurdunuz mu, yasa ya da hukuk denilen şey mevcut durumu yani sektör temsilcilerinin egemenliğini sürdüren bir tiyatro haline gelir.
Ama tiyatro bile olsa, bu işler öyle kabaca yürümez. Bilimsel yönteme dair kritik bir tartışmada öyle bir “çözüm” önerirler ki, kabul etmek zaten gerçeğe ulaşamayacağınızı bilerek işe koyulmak demektir: “Bize, kibarca, basit bir örnek kullanmamızın daha bilgilendirici olacağı söylendi.“
Bizzat bu oyundan çıkarı olanlar iki yüzlülükle, işin iç yüzünü bilmeyenler ise saflıkla oyunu gerçekçi bularak alkışlayabilirler, ama Prof. Lanphear bu oyunun figüranı olmak istememiştir: “Kişisel olarak daha da rahatsız edici olansa, Bilimsel Danışma Komitesi’nin ve benim komitedeki eş başkan olarak rolümün PYDK’nın Kanadalıları zehirli tarım ilaçlarından koruduğuna dair yanlış bir güvenlik duygusuna yol açmasından duyduğum endişedir.“
Hocanın istifa mektubu “işlerin gerçekte nasıl yürüdüğünü” anlamak için defalarca okunmayı ve durup düşünmeyi hak ediyor. İngilizceden Türkçeye çevirdim. Buyurun..
(05.08.2023)
Sevgili Ruth:
Dikkatli bir değerlendirmeden sonra, Pestisit Yönetimi Düzenleme Kurumu’nun Bilimsel Danışma Komitesi eş başkanlığından ve üyeliğinden istifa etmeye karar verdim.
PYDK’nın Bilimsel Danışma Komitesi’nde kendini işine adamış bilim insanlarıyla görev alma ve Pestisit Yönetimi Düzenleme Kurumu’ndaki (PYDK) profesyonellere çalışma fırsatını takdir ediyorum.
PYDK’nın Bilimsel Danışma Komitesi’ndeki eş başkanlık görevini kabul etmeden önce, orijinal görev tanımının kısıtlayıcı kapsamı hakkında birkaç endişemi dile getirdim. Orijinal görev tanımı, örneğin, Bilimsel Danışma Komitesi’nin yalnızca PYDK’dan gelen sorulara yanıt verebileceğini belirtiyordu. Manon yenilenecek görev tanımının kabul edilebilir olacağına güvenmemi istedi.
Ne yazık ki, yenilenen görev tanımı yetersizdi. Bilimsel Danışma Komitesi’nin görev tanımının kapsamı, sektör temsilcilerini de içeren Zararlılarla Mücadele Danışma Konseyi’nin görev tanımının kapsamından daha kısıtlıysa, Bilimsel Danışma Komitesi’nin PYDK’nın daha şeffaf olmasına yardımcı olabileceğine ya da Kanadalıların zehirli tarım ilaçlarından korunmasını güvenceye alacağına inancım çok az ya da hiç yok.
Açık ve inkar edilemez bir mali çıkar çatışması olan sektör temsilcilerinin Zararlılarla Mücadele Danışma Konseyi’nde görev almasına izin verilmeli midir? Kesinlikle hayır. Son 50 yıl boyunca yapılan araştırmalar, mali çıkar çatışması olan kişilerin federal sağlık kurumlarının danışma komitelerinde görev almalarına izin verilmemesi gerektiğini, açık bir biçimde göstermektedir.
Kişisel olarak daha da rahatsız edici olansa, Bilimsel Danışma Komitesi’nin ve benim komitedeki eş başkan olarak rolümün PYDK’nın Kanadalıları zehirli tarım ilaçlarından koruduğuna dair yanlış bir güvenlik duygusuna yol açmasından duyduğum endişedir. Geçtiğimiz yıl boyunca yaşadığım deneyimlere dayanarak, ben bu güvenceyi veremem.
Eleştirilerimin ve sorularımın çoğu kullanılamaz hale gelmiş düzenleyici sistem ve bariz yasal kısıtlamalarla ilgili.
Tarım ilaçlarının nasıl yönetildiği ve düzenlendiği konusunda halkın söz sahibi olması gerekir mi? Kanadalı gençlerden oluşan bir örneklem üzerinde yakın zamanda yapılan bir anket, vatandaşlarını koruma iddiasında olan demokratik bir toplumda tarım ilaçlarının nasıl düzenlenmesi gerektiği hakkında merak uyandıran sorular ortaya çıkardı.
“Tarım ilaçlarının nasıl kullanılması gerektiği konusundaki görüşleri sorulduğunda, gençlerin yüzde 55’lik çoğunluğu tarım ilaçlarının yasaklanması gerektiğini, yüzde 25’i istisnai durumlarda son çare olarak kullanılması gerektiğini söylüyor. Yüzde 16’sı tedbirli bir şekilde kullanılmasını gerektiğini ifade ederken, sadece yüzde 4’ü kısıtlanmamış bir kullanım olmasını istiyor.”
20 Ekim toplantımızda maksimum kalıntı limitleri hakkında yaptığımız kapsamlı tartışmalar, PYDK personelinin, kilit sorunun, maksimum kalıntı limitlerini PYDK’nın nasıl tanımladığını ya da hesapladığını halkın anlamaması olduğuna inandığını ima ediyor. Ya maksimum kalıntı limitleri hakkındaki varsayımlar Kanadalıları koruyamazsa?
Düzenleyici gözden geçirme süreci ele alınırken, Bilimsel Danışma Komitesi’nin birkaç üyesi glifosat ve klorpirifos gibi tarım ilaçlarının, insan çalışmalarından elde edilen veriler de dahil olmak üzere, gözden geçirilmesini istedi. Benim tercihim, orijinal kayıt sürecini gözden geçirebilmemiz, yapılmış olan varsayımları anlayabilmemiz ve bu varsayımları sonraki 20 ya da 30 yıl boyunca toplanan kanıtlara dayanarak değerlendirebilmemiz için, insan topluluklarında derinlemesine incelenmiş olan, klorpirifos gibi bir tarım ilacını kullanmaktı. Bu yolla tarım ilacının ilk tescil edildiğindeki tescil şeması hakkında bilgi edinebilir ve ilk tescilden bu yana yürütülen çalışmaları ve verileri kullanarak bu varsayımların geçerli olup olmadığını değerlendirebiliriz.
Bilimsel Danışma Komitesi’nin diğer üyeleri tarafından da desteklenen taleplerim reddedildi. Bize, kibarca, basit bir örnek kullanmamızın daha bilgilendirici olacağı söylendi. Açık konuşmak gerekirse, yasal mülahazalar PYDK personelini tartışmalı tarım ilaçlarını ele almaktan alıkoymuş olabilir. Öte yandan, eğer yasal mülahazalar PYDK’nın düzenleyici kararları ele almasının önüne geçiyorsa, yani şeffaflığı engelliyorsa, Kanadalılar korunduklarından nasıl emin olabilir.
PYDK şöyle yazdı: “Kanada’daki gıda üretiminde tarım ilaçları önemlidir.”
Bu ifade tarım ilaçlarının hepsinin gerekli olduğunu varsayar. Ancak bazı bilim insanları aynı fikirde değil. 2013’te, UNICEF “dünyayı beslemek için” sentetik tarım ilaçlarına ihtiyacımız olmadığı sonucuna vardı. PYDK’nın tarım ilaçları kullanmayı en aza indirme ya da 50 yıl önce formüle edilmiş bir dizi varsayıma dayanarak onların maksimum kalıntı sınırlarını aşmamalarından basit bir biçimde emin olma gibi bir hedefi olmalı mı?
PYDK, glifosat gibi, zehirli tarım ilaçlarına maruziyetlere ilişkin yeni biyoizleme çalışmalarını nasıl ele alıyor? MIREC Çalışması’ndan elde edilen yeni veriler Kanada’daki gebe kadınların üçte ikisinin idrarında tespit edilebildiğini buldu. PYDK’nın düzenleyici süreçlerinde yeni biyoizleme çalışmalarını nasıl kullandıklarını defalarca sordum. Hiç bir zaman yeterli bir yanıt alamadım.
Bilimsel Danışma Komitesi’nin birkaç üyesi PMRA’nın belirli bir tarım ilacı hakkındaki “sağlığa etkisi yok” şeklindeki aşırı kendinden emin ifadesinden endişe duyuyordu. Tim MacDonald’ın bazı tarım ilaçları için sadece bir kaç çalışmanın mevcut olduğu ikrarıyla birleştiğinde, PYDK verilerin yokluğunda düzenlemelerin koruyucu olduğundan nasıl emin olabilir?
Üzücü ikame (zehirli olduğu gösterilen bir tarım ilacının zehirli başka bir tarım ilacı ile değiştirilmesi), birçok bilim insanını, Kanadalıları koruduğundan daha çok tarım ilacı sektörünü koruyan bu kullanılamaz hale gelmiş düzenleyici sisteme daha fazla güvenmeye devam edemeyeceğimize ikna etti. PYDK personeli, üzücü ikame geçmişi göz önüne alındığında, Kanada vatandaşlarını koruduklarından nasıl bu kadar emin olabilir?
Yeni yürürlüğe giren “sağlıklı bir çevre hakkı” PYDK’nın daha şeffaf olmasını ve Kanadalıları zehirli tarım ilaçlarından korumasını gerektirecek mi? Zehirli maddelerin nasıl değerlendirileceğini güncelleyen ve daha güvenli alternatifler aranması gerekliliği ile diğer maddelerle birlikte kullanıldığındaki birikimsel etkilere ilişken verileri içeren yasa gerekli değişiklikleri dikte edecek mi? Ben PYDK’nın tarım ilaçlarını düzenleme şeklinin yeni yürürlüğe giren ve gelişimini sürdüren Kanada Çevre Korumu Yasası ile değişeceği konusunda umutluyum. Bununla birlikte, PYDK’nın tarım ilaçlarını nasıl düzenlediği konusunun gözden geçirilmesi gerekecek.
Saygılarımla.
