Kanadalı dublör sanatçıları ile yapılan bir araştırma dublörlük ile ilgili beyin sarsıntısının yaygınlığı ve bildirimi konusunu inceledi.

Uyarı: Site içeriklerimiz sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz!

Beyin sarsıntıları bilinç değişikliği, baş ağrısı, baş dönmesi, ışığa duyarlılık, bilişsel performansta azalma, tepki süresinde yavaşlama ve anında hatırlama yeteneğinde bozulma gibi çeşitli belirtiler gösteren hafif düzeydeki örseleyici beyin yaralanmalarıdır.

Film ve televizyon dublörleri, işlerinin doğası gereği, kafa travması ve dolayısıyla beyin sarsıntısı için en yüksek riske sahip mesleklerden biridir. Bununla birlikte, dublör olarak çalışan kişilerdeki beyin sarsıntısı riskini inceleyen çalışmalar çok azdır.

Dört bilim insanı (Ariana B. Senn, Leslie P. McMichael, Lori J. Stewart ve Jeffrey A. Russell,) Kanadalı dublörlerdeki beyin sarsıntısı konusunu araştırdı.

Araştırmaya katılanlar en az 18 yaşında, şu anda veya daha önce film veya televizyon sektöründe dublör sanatçısı olarak çalışmış ve şu anda veya daha önce Kanada Sinema, Televizyon ve Radyo Sanatçıları Birliği‘ne (ACTRA) üye kişilerden oluşuyordu.

Araştırma için katılımcılara konuyla ilgili bir anket uygulandı. Anket toplam 1438 dublöre gönderildi; 216 kişi anketi doldurmayı kabul edip sonuna kadar yanıtladı. Bu 216 dublörün 189’u halen sektörde aktif olarak çalışmaktaydı.

Araştırma sonucunda dublörlerin yüzde 80’inin meslek yaşamları boyunca en az bir kez kafa darbesi ya da kafa kamçısı (kafanın bir kamçı gibi öne ve arkaya  aniden ve şiddetli bir biçimde hareket etmesi sonucu olan yaralanma) geçirdiği ortaya çıktı. Katılımcıların yüzde 40’ı ise meslek yaşamları boyunca 5 ve daha fazla kafa darbesi ya da kamçısına maruz kalmıştı.

En az bir kafa darbesi alanların %86,1’i beyin sarsıntısı benzeri belirtiler yaşadığını söylerken, bunların %37,6’sı beyin sarsıntısı teşhisi almıştı. Bununla birlikte kafa darbesi belirtileri olanların yüzde 45’i bunu setteki bir yetkiliye ya da bir tıp uzmanına söylemedi. Bu kişilerin yüzde 60’ı bunun nedenini o sırada yaralanmanın ciddiyetini fark edememek olarak gösterdi.

Araştırmacılar konuyla ilgili olarak şunları ifade etti:

Film setleri benzersiz iş yerleridir, bu nedenle özel raporlama yönergeleri geliştirilmelidir. Bu yönergeler, ideal olarak, raporları kimin alması gerektiği ve hangi eylemlerin yapılması gerektiği hakkında bilgileri içermelidir. Bu yaklaşım, dublör sanatçılarının kafa darbelerini bildirme konusundaki suskunluğunu artıran, sektörün “zorluklara göğüs germe” şeklindeki “kovboy kültürü”ne karşı bir güç de olacaktır. Dublör koordinatörleri bu kültürü değiştirmek için bir anahtar olabilir çünkü dublörlük işinden beyin sarsıntısı riskinin ortadan kaldırılması pratik değildir. Bu nedenle, akrobasi ile ilgili kafa yaralanmalarının daha iyi raporlanmasını ve uygun uzun vadeli yönetimini teşvik etmek için, kafa travması nedeniyle kaçınılmaz olarak çalışma süresi kaybına katlanacak olan dublör sanatçıları için gelişmiş sosyal, duygusal, finansal ve sağlık desteği öneriyoruz.

(06.04.2023)

Bir Cevap Yazın