Gönül ülkemizde olsun istiyor ama, değil! Olay ABD’de gerçekleşti ve cezayı kesen kurum bunu internet sitesinden herkese duyurdu ve bence konunun en önemli yanı da bu!
Toplam olarak yaklaşık 261 çalışanı olan, Teksas/Austin merkezli üç yapı yenileme firmasının San Antonio’daki bir konut şantiyesi devlet görevlileri tarafından denetleniyor. Denetleme sonucunda çalışanlarını asbeste maruz bıraktığı belirleniyor ve “kasıtlı ihlal” tespiti yapılıyor. Sonuç olarak firmalara toplam 112.000 Dolar ceza kesiliyor.
ABD iş sağlığı ve güvenliği mevzuatına göre kasıtlı ihlal “ya yasal zorunluluklara bile bile uymayan bir işverenin ihlali (kasıtlı ihmal) ya da çalışan güvenliğine yalın kayıtsızlıkla hareket etmek” olarak tanımlanmakta.
İlgili kamuoyu bilgilendirme duyurusunda, OSHA’nın San Antonio Ofisi’ndeki alan direktörü Alejandro Porter konuyla ilgili raporunda, asbestin temastan sonraki yıllarda akciğer hastalıkları ve kansere yol açabildiğini ve firmaların, çalışanlarını asbeste maruziyetten korumakla yükümlü olmasına ve tüm uyarılara rağmen “çalışanların asbeste maruziyetininin sürüyor oluşuna basit bir mazeret sunamadığını” belirtiyor.
Konunun bir yanı, bizdeki kentsel dönüşüm inşaat işleriyle ilgili. Bu yapılardaki asbest sorunu ciddi bir çalışan ve halk sağlığı sorunudur. Ama bu başka bir yazı konusu olmayı hakediyor.
Konunun diğer yanı ise üç firmanın adıyla, namıyla, işlediği suçla Çalışma Bakanlığı sitesinden kamuoyuna duyurulmasıdır. Sosyal medya çağında bu duyurunun ulaşabileceği her yere ulaşacağından artık eminiz.
Bu üç firmanın çalışanlarında ileride asbeste bağlı bir sağlık sorunu ortaya çıkarsa, bu teftiş raporundan sonra, bunun bedelini ödeyecekleri zaten malum. Ama, böyle bir duyurudan sonra, çalışanlarını kasten öldürücü hastalıklara neden olan bir tehlikeye maruz bırakan firmalarda kim çalışmak isterdi; kim bu firmaları yüklenicisi ya da alt yüklenicisi yapmak isterdi; kim bu firmaların yaptığı konut projelerinden ev almak isterdi; bu şekilde bir teşhir ve cezalandırma işini layığıyla yapan firmalar için hem maddi hem de manevi bir destek olmaz mıydı; çalışan sağlığının böyle bir denetimi tüm firmalar için ciddi bir “otokontrol” yaratmaz mıydı?
Yanıtı belli bu sorular daha da uzatılabilir. Ancak ben yine de son bir soru sorarak bitireyim: Kim böyle bir uygulamanın ülkemizde olmasını istemez?
(03.12.2015)
